DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Bireyler arasındaki ilişkileri iğne deliğinden görecek kadar ustadır Atay; dolayısıyla Tehlikeli Oyunlar’da olduğu gibi basit bir tavla oyunundan bireyin kendini ötekiler karşısında var etme savaşını betimlerken okurunu edebiyatın en yüksek düzeyine taşır. Toplumsal sorunları maddi toplum ilişkileri açısından görmeye gelince: Bu kesinlikle Atay’ın güçlü kası değildir."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Onetti’nin romanlarına aşina oldukça anlatılanların sahihliğinin pek bir önemi olmadığına kani oluruz; anlatılan hikâyeler parçalara ayrılabildikleri gibi, olmadık şekilde birleşebilirler de. Hikâyelerin birleşmesinden kastettiğim, başta bize alakasız gelen yapboz parçalarının sayfalar ilerledikçe yerlerini bulmaları değil, farklı bir teknik..."
"Behrooz Ghamari’nin Tahran’ın Evin Hapishanesi’nde geçirdiği yılları anlattığı Tahran 1979 - Ekber’i Hatırlamak adlı kitabı, hem Şah zamanında hem de İslam cumhuriyeti döneminde toplum üzerindeki siyasi baskının odağında yer alan bu meşum kurumun içinde neler olduğuna dair sınırlı bilgimizi zenginleştiriyor. İran’ın bütün renklerini tanımak için eşsiz bir fırsat."
“Şiddet sadece negatiflikten değil, pozitiflikten de doğar. Genazino’nun romanları pozitiflik toplumunun işlediği bir dünyada nefessiz kalmış karakterlerle doludur. Negatifin dışlandığı, çıplak yaşamın mutlaklaştığı bir dünya düzeninde, ölümü, aşkınlığı hatırlatacak hiçbir eprimişliğe, çürümeye yer yoktur.”
"Güntan, gayet zor bir işe soyunuyor: İlk başta küçümsenebilecek, okurda kolaya kaçıldığı izlenimi uyandırabilecek, acemi bir kalemde sahiden de sırıtabilecek, dahası tiyatro yapıtının parantez içindeki, italik ve kurtarıcı (sağdan veya soldan girer; uzaktan ayak sesleri, kahkahalar işitilir; ışık giderek azalır vs.) komutlarından yoksun, diyaloglara yaslanan bir anlatı tarzının/roman tekniğinin imkânlarını alabildiğine zorluyor."
Onetti’yi sevmek, ondan zevk almak bugün özellikle yazarlardan oluşan daha dar bir izlerçevre içinde bir çeşit ayrıcalık haline gelmiştir, bir mecburiyet değilse eğer. “Yazarların yazarı" gibi bir konum. Şöhretlerden “blurb”ler, arka kapak yazıları bu konumu sergiler ve pekiştirir. Onetti’nin bazen çıldırtıcı, sık sık yorucu ve hemen her zaman hazine-benzeri kitaplarından söz edeceğim; ama kent de, kentsel yeraltı da, yabancılaşma ve beyhudelik duygusu da Güney Amerika’da romana ilk onunla girmiş değildir.
Süreyya Berfe şiire iç’ten, yaşantıdan, konudan yürüyen bir şairdir. Aramak ve yeni…
Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk, O Gün İçin Bir Şemsiye ve Aşk Aptallığı romanlarının yazarı Wilhelm Genazino'nun tuhaf ve huzursuz dünyasına bir yürüyüş...
Yekta Kopan: Bu roman okuruna; “Ey okur! Bu, senin de her gün yaşadığın, algıladığın, tepki verdiğin, vermediğin, düşündüğün, düşünmediğin ya da kendini bu şekilde pozisyonlandırdığın sıradan bir gün!” diyor
Telli Kavak şiiri Aydın Gün'ün mü yoksa Nâzım Hikmet'in Memleketimden İnsan Manzaraları'nın kayıp olduğu söylenen parçalarından birisi mi?
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık